Sessiz ve sinsi düşman I

Sessiz ve sinsi düşman I
Umarız ki yukarıda sıraladığımız grupların dışındaki okuyucularımız da bu diziyi okuyarak, göğüs kanseri hakkında daha etraflı bilgi sahibi olurlar. Bu diziyi hazırlarken amacımız, göğüs kanseri olan kadınlara, ailelerine, arkadaşlarına yardımcı olmak ve hastalığı daha iyi anlayabilmelerini sağlamaktı. Kanserin artık ölümcül bir kader olmaktan çıktığı günümüzde, atılabilecek en önemli adım, erken teşhis

Göğüs kanseri, kadınlar arasında en çok rastlanan kanser türüdür. Önlem alınmaması nedeniyle, bu sayı artmaya devam ediyor.
Ülkemizde her yıl yaklaşık 30.000 kadın meme kanserine yakalanıyor

Hazırladığımız dizi göğüs kanserinin belirtilerini, teşhisini, tedavisini ve rehabilitasyonunu içeriyor. Gayet iyi biliyoruz ki bu tür diziler göğüs kanseri ile ilgili bütün sorulara cevap veremezler. Aynı zamanda doktorlarla, hemşirelerle ve diğer sağlık görevlileri ile yapılacak görüşmelerin yerini de tutamazlar. Ancak umarız ki bu dizi sizlere yol gösterir ve diziyi okuduktan sonra doktorunuzun anlattıklarını daha iyi anlamanıza yardımcı olur.
Göğüsler
Kadınların her bir göğsünde yaklaşık 15-20 farklı bölüm vardır. Bu bölümlere lob adı verilir ve loblar tıpkı bir papatyanın yaprakları gibi sıralanırlar. Her bir lobun içinde de daha küçük lobüller yer alır, bu lobüllerin uçlarında süt yapımını sağlayan bezler yer alır. Loblar, lobüller ve bezler birbirine çok ince tüplere benzeyen kanallarla bağlıdır. Kanallar ise doğrudan göğsün ucuna gider. Göğsün uç bölümündeki koyu renkli bölgenin adı areoladır. Göğüste lobüller ve kanallar arasının yağ dokusu doldurur. Göğsün kendi yapısında kas yoktur ancak her iki göğsün de en altında kaburgaları örten kaslar bulunur.
Bunun haricinde göğüslerde kan damarları ve lenfleri taşıyan diğer damarlar vardır. Lenf damarlarının her birinin ucunda tıpkı fasulyeye benzeyen lenf bezleri yer alır. Koltuk altında, köprücük kemiğinin üzerinde ve göğüs kafesinin içinde de lenf grupları yer alır. Bu tip lenf bezleri vücudun daha pek çok bölümünde yer alır.
Kanser nedir?
Kanser bir hastalık grubuna verilen ortak isimdir. Genel olarak kanseri vücudun herhangi bir organı ya da dokusundaki hücrelerin kontrol dışında ve istemsiz olarak bölünmeye ve normalden uzaklaşarak anormal bir yapıya sahip olmaya başlaması olarak tanımlayabiliriz.
Vücudumuzdaki tüm organlar çok çeşitli tür hücrelerden meydana gelmiştir. Hücreler normal olarak, ihtiyaca karşılık vermek üzere belli bir ritimle ve belli sayılarda bölünerek yeni hücreler meydana getirirler. Bu işlem vücudun sağlıklı bir yaşam sürdürmesi için gereklidir.
Ancak hücreler, vücut yeni hücreye ihtiyaç duymadığı halde bölünmeye başlarlarsa gereğinden çok büyük bir doku meydana getirirler. Ekstra hücrelerin oluşturduğu bu kitleye tümör adı verilir. Tümörler benign (iyi huylu) ya da malignant (kötü huylu) olabilirler.
Benign (iyi huylu) tümörler kanser değildirler ve basit bir operasyonla hiçbir sorun çıkartmadan alınabilirler. Bir kez alındıktan sonra genellikle tekrarlamazlar. İyi huylu tümörlerin belki de en önemli özelliği vücuttaki diğer dokuları istila etmemeleri ve vücudun diğer bölümlerine yayılmamalarıdır. İyi huylu tümörler hiçbir zaman hayati bir tehlike oluşturmazlar.
Malignant (kötü huylu) tümörler, kanser hastalığına sebebiyet veren tümörlerdir. Yakınlarında bulunan diğer organ ve dokulara da hasar verirler. Hatta bazı kanserli hücreler kötü huylu tümörlerden ayrılarak kan dolaşımına ya da lenfatik sisteme de karışabilirler. Göğüs kanseri de aynı bu şekilde yayılarak vücudun diğer bölgelerinde başka bir kansere sebep olabilir. Kanseri bu şekilde yayılmasına tıp dilinde kanserin metastas yapması adı verilir.
Kimler yakalanabilir?
Meme kanserinin sebepleri tam olarak bilinmiyor. Fakat bazı risk faktörlerini taşıyan insanlarda meme kanserine yakalanma olasılığı daha yüksek. Bu faktörleri taşıyan kişiler her zaman meme kanserine yakalanmıyor. Fakat dikkat etmekte fayda var. Türk Meme Hastalıkları ve Meme Kanseri Vakfı (TÜMKAN) Başkanı Genel Cerrah Can Gürbüz, bu faktörler konusunda bizleri aydınlattı. Buna göre meme kanserine yakalanma riskini artıran faktörler şunlar:
Yaş: Çok önemli bir risk faktörü. Yeni meme kanseri teşhisi konan hastaların % 0′i, 50 yaş üzerinde. Bu nedenle, 50 yaş üzerindeki her kadının yılda en az bir defa hekime başvurarak muayene olması ve meme filmi çektirmesi gerekiyor.

Daha önce bu hastalığı geçirmiş olmak: Önceden meme kanseri geçirip tedavi olmuş kadınlarda, diğer memenin de kansere yakalanma riski, normal kadınlara göre üç-dört kat daha fazla.
Aileden geçme: Aile yakınları arasında meme kanserine yakalanmış kadınların meme kanserine yakalanma olasılığı diğer kadınlara göre daha fazla. Bu yüzden, ailesinde meme kanseri olan kişilerin sık sık tetkik ve muayene yaptırması gerekiyor. Ayrıca genetik testler yapılarak genlerinin araştırılması da gerekiyor.
Önceden meme biopsisi yapılmış olması: Memede daha önce biopsi yapılıp, iyi huylu bir tümör saptanmış olabilir. Bazı kanser olmayan iyi huylu tümörlerin bulunması kanser gelişme riskini değişik oranlarda artırabiliyor.
Doğurganlık: Adet görmeye erken yaşta başlayan kadınlar (12 yaştan önce), hiç doğurmamışlar, ilk çocuğunu 30 yaşından sonra doğuranlar, 50 yaşından sonra adet görmeye devam eden kadınlarda meme kanserine yakalanma riski fazla
Östrojen tedavisi görenler: Menopoz nedeni ile uzun süre östrojen tedavisi gören kadınlarda meme kanseri oranı artar. Bu nedenle östrojen verilmesi mutlaka uzman bir hekim kontrolü altında yapılmalı.
Sosyoekonomik seviyenin yüksekliği: Varlıklı, sosyoekonomik düzeyi yüksek olan kadınlarda nedeni henüz bulunmasa da meme kanseri görülme riskinin fazla olduğu tesbit edildi.
Yaşam tercihleri: Bazı alışkanlıklar ve yaşam seçimleri de meme kanseri riskini çoğaltır. Bunlar;
– ALKOL: Fazla alkol alan kadınlarda almayanlara göre risk artar.
– SİGARA: Genel sağlığı etkilemesi yönünden bırakılması önerilir.
– ŞİŞMANLIK VE YAĞLI BESLENME: 50 yaş üzerindeki kadınlarda şişmanlık meme kanserine yakalanma riskini artırır. Özellikle doymuş yağların fazla olduğu yağlı et gibi yemekler ve yağlı süt ürünlerinin fazla alınması bu riski artırıyor.
– DOĞUM KONTROL HAPLARI: Kesin olmasa da doğum kontrol haplarının meme kanserini artırdığı ileri sürülür.
– ÇEVRE KİRLİLİĞİ: Bazı kimyasal maddeler ve tarımda kullanılan haşarat ilaçları bu riski artırır.
Göğüs kanseri türleri
Kanserin hemen hemen 100 kadar çeşidi vardır. Göğüs kanserinin de birden fazla türü mevcuttur. Ancak en sık rastlanan göğüs kanseri türü göğüs yapısında bulunan kanalların iç yüzünü kaplayan kanser türüdür. Buna ductal carcinoma adı verilir. Bir diğer sık rastlanan göğüs kanseri türü ise lobular carcinoma adını taşır ve adından da anlaşılabileceği gibi lobüllerde ortaya çıkar. Göğsün diğer dokularında kansere hemen hemen hiç rastlanmaz.
Göğüs kanseri yayıldığı zaman genellikle ilk olarak koltuk altındaki lenf bezlerini etkisi altına alır. Eğer koltukaltı lenf bezlerinde kanserli hücrelere rastlanırsa hastalığın vücudun diğer bölümlerine de yayılmış olma ihtimali vardır. Lenf bezleri aracılığı ile göğüs kanseri diğer lenflere, organlara, kemiklere, karaciğere ya da akciğere yayılabilir.
Bir önceki 40 yaşın üstündeki kadınların korkusu meme kanseri başlıklı konumuzda dengeli beslenme, fiziksel aktivite ve mamografi hakkında bilgiler sunulmuştu.
Bakılanlar: göğüs altında kaburga boşluğunda tümör, koltukaltiilentbezleri

admin hakkında 18864 makale
Öylesine bir hasdta

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.