SESİN TEDAVİ EDİCİ YÖNÜ

SESİN TEDAVİ EDİCİ YÖNÜ
Mesela, ciddi bir beyin hasarını takiben, karmaşık direktifleri anlama ve dönüştürme gibi yeteneklerde zayıflama olabilir.

İşitme ve dokunma uyarısı olarak müzik, dikkati kontrol edebilir ve kişiyi öğrenmeye teşvik edebilir.

Özellikle ses uyaranları güzel, orijinal veya ilginç olarak algılanırsa müziğin dikkat toplamaya katkısı artar.
Yenidoğan çocuğa benzer bir entelektüel seviyeye sahip olan ve ileri derecede zihinsel geriliği olan kişiler bile, bu aşamada müziğe tepki verebilirler. Bu kişilerin bazıları, ilgilerini çeken ve bildikleri müzikal uyarılara karşı göz kırpma, gülümseme, göz teması kurma, ağlama gibi uyarılma tepkileri verirler. Müziğin işitme ve dokunma uyarısı, geleneksel, alışılagelmiş sözel anlatımlarla tepki almada zorlanılan hastalarda bile başlangıç tepkilerinin verilmesine imkân sağlayabilir

Müziğin işitsel ve dokunsal titreşim kaliteleri iyi bir temel sağlar. Birçok araştırmacı, müziğin tedavi edici faydalarını onun yapısal özelliklerine bağlamıştır. Özellikle ritim, kişinin kendilik organizasyonuna, kendilik algısına ve farkındalığına yardım eder.
Müzikteki mutluluk ve hüzünlülük, sıklıkla iki yapısal özellikle ilgilidir. Bunlardan birincisi tempo-ritim, ikincisi ise makamdır. Tempo, birim zaman içindeki vuruş sayısını ifade eder. Makam ise belli bir diziye sahip olan sistemli ses oluşumudur. Daha spesifik olarak, hızlı tempolar mutluluk duygusunu, yavaş tempolar hüzün duygusunu uyandırır. Benzer şekilde, majör makamlar mutluluk duygusunu, minör makamlar ise hüzün duygusunu uyandırır. Sonuçta temponun ve makamın değişmesi farklı duyguların uyandırılmasına sebep olmaktadır. “Kanada’da Della Bella ve arkadaşları tarafından yapılan bir araştırmada, belli yaş gruplarında, tempo ve makam değişiklerinin duygusal etkileri araştırılmıştır. Burada önce tempo değişikliği, sonra makam değişikliği, daha sonra da tempo-makam değişikliği altında hüzün ve mutluluk ayrımı incelenmiştir. Sonuçta, 5 yaşındaki çocukların mutluluk ve hüzün duygularını ayırt edebildikleri, bu çocukların tempoya daha fazla eğilim gösterdikleri görülmüştür. 6-8 yaş arası çocukların ise, hem tempo hem de makam bilgisini kullandıkları tespit edilmiştir. Bundan çıkacak sonuç, 5 yaşındaki çocukların tempoya makamdan daha duyarlı olduklarıdır.”(1))
Son yıllarda frontal bölgedeki, yani beynin ön bölgesindeki elektriksel aktivitelerin duygusal yaşantılar üzerinde etkili olduğu düşünülmektedir. Sol beynin ön bölgesindeki aktivite, olumlu duygusal yaşantılarla, sağ beyin ön bölgesindeki aktivite ise olumsuz duygusal yaşantılarla ilgili bulunmuştur. Nitekim Kanada’da Tsang ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada, çeşitli müzikler dinletilen hastaların ön beyin bölgelerinden elde edilen elektriksel kayıtlara göre, mutluluk yönündeki tempo ve makam değişikleri sol ön beyin bölgesinde alfa aktivasyonunu azaltırken, hüzün yönündeki değişikler ise sağ ön beyin bölgesindeki alfa aktivasyonunu düşürmüştür. Aynı zamanda, hüzün yönündeki değişikliklerin sol ön beyin bölgesindeki aktivasyonu azalttığı yani alfa aktivasyonunu artırdığı, mutluluk yönündeki değişikliklerin ise sağ beyin bölgesindeki aktivasyonu yani alfa aktivasyonunu azalttığı tespit edilmiştir (2).
_______________________________________________
1. “Development of the Happy-Sad Distinction in Music Appreciation; Does Tempo Emerge Earlier Than Mode?”, S. Dalla Bela, I. Peretz, L. Rousseau, N. Gosselin, J. Ayotte, and A. Lavoie. Department of Psychology, University of Montreal, Quebec, Canada
2. “A Dynamic Model of Musically Induced Emotions, Psychological and Self-Report Evidence”, Julian F. Thayer and Meredith L. Faith, National Institute on Aging, National Institute of Health, Baltimore, Maryland 21224, USA.

admin hakkında 18864 makale
Öylesine bir hasdta

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.