Doğumsal Primer Glokom (Buftalmi) Faydaları
Bu çocuklarda ön kamarada iris-kornea açısı tam oluşmamıştır. Bu göz içi basıncının 50-70 mm./cıva gibi yüksek değerlere erişmesine yol açar. Hastalık genellikle her iki gözü de etkiler. Bunun sonucu
Bu çocuklarda ön kamarada iris-kornea açısı tam oluşmamıştır. Bu göz içi basıncının 50-70 mm./cıva gibi yüksek değerlere erişmesine yol açar. Hastalık genellikle her iki gözü de etkiler. Bunun sonucu
Gözün lensinden (göz merceği) 6 metre uzakta olan cisimlerden gelen ışınlar paralel olarak kabul edilirler. Bu ışınlar gözün lensine uyum yapmaksızın, retina üzerine odaklaşırlar. Bikonveks (iki yüzeyi de dış bükey) bir merceğe gelen paralel ışınlar .merceğin
Çizgilerden biri retina üzerinde olduğunda, “Basit astigma” dan söz edilmektedir. Diğer çizgi retinanın arkasına düşmüşse buna, “Basit hipermetrop astigmatizm” denilmektedir.
ASTİGMATİZM: Gözün kırıcı ortamlarından kornea ve lensin bütün
Uveanın arka bölümünü oluşturan “Koroid” in iltihabına da “Koroiditis” denilmektedir. Uveanın ön yapılarını oluşturan “îris” ve “Silier cisim”i tutan uvea iltihaplarına “Ön uveitis” denilmektedir.
UVEİTÎS: Uveanın iltihabına “Uveitis” denilmektedir.
Bu tabaka Meiomiuş bezlerinin salgısından oluşur ve gözyaşının hızla buharlaşmasına engel olur. Bu tabakada tuz ve proteinler bulunur. 2) Ortadaki sıvı katı, esas ve yardımcı gözyaşı bezlerinin
Oluşum mekanizmalarına göre, ptozis olayı başlıca iki grupta incelenir:
1) Doğumsal ptozis 2) Edinilmiş ptozis. Tek ya da çift taraflı olabilir. Aynı bozukluk, göz küresini yukarı baktıran “Üst rektus” kasında da olabilir.
PTOZİS: Üst gözkapağının normalden
Ön ve arka yüzlerinin birleştiği ve lensi çepe çevre saran kenara “Lens ekvatoru” denir. Lensin arka yüzü, vitrenin hialoid çukuruna oturmuşken, ön yüzü irisin serbest kenarıyla ilişki içindedir.Lens, merkezinde bulunan ve “Nukleus” denilen sert bir yapıyla,
Tenan kapsülünün ince kan damarları önde hemen hemen saydam konjuktiva altında görülebilir. Göze dayanaklılığını ve sağlamlığını kazandıran skleradır.
SKLERA: Beyaz renkte olup gözün 5/6’sını kapsayan, yoğun fibröz, hemen tümüyle kollejnöz bir yapıdır. Göze
Gerçek olan, vücutta her zaman tümör hücrelerinin ortaya çıktığıdır. Organizmanın tümörle savaşma yeteneği, o kişinin bağışıklık sistemini denetleyen genlerine bağlıdır.
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ VE KANSER:
CİNSİYET VE KANSER: Bazı tümörler ve belli bir tümörün belli bir tipi, kadınlarla erkekler arasında farklı sıklıklarda gelişir. Ancak son yıllarda kadınlarda da en sık görülen tümörlerin başında bronş kanserleri yer almaktadır. Örneğin meme
ALIŞKANLIKLAR, KÜLTÜREL ÖZELLİKLER VE KANSERLER: Çeşitli kanserlerin değişik kültürel gruplarda farklı sıklıklarda görülüyor olması, bu gruplarda görülen
. . . .
MESLEKLER VE KANSER RİSKİ: Sanayi ve teknik olanaklar geliştikçe, yeni meslek grupları doğduğu gibi bu mesleklerde çalışan kişiler doğal yaşamın dışında yeni yeni gerek kimyasal ve gerekse fiziksel etkenlerle karşılaşmaktadırlar.
AKUT LÖSEMİLER: Habis tümör hücresi özelliğindeki akyuvarların, kan yapıcı organlarda anormal ve denetsiz bir biçimde çoğalmaları ve bu çoğalmanın hastalığın başlangıcından beri Özellikle genç akyuvarları içermesi “Akut lösemi” olarak adlandırılır.
Polisitemia verada hemoglobin yoğunluğu da yükselmiştir. Hastalık sinsice başlar, ancak sürekli bir biçimde ilerler.
POLİSİTEMİA VERA: Polisitemia vera, aşırı miktarda alyuvar, akyuvarların granülosit hücreleri ve trombosit yapımıyla özellenen bir hastalıktır. Erkeklerde
Alyuvarların ortasında soluk bir alan görülür. Hücre yüzeyi ve hücre zarındaki lipid miktarı artmıştır. Bu hücreler kolayca hemolize uğrarlar. Hücre zarı sodyum ve potasyuma karşı fazla geçirgendir.
KALITSAL STOMATOSİTOZ: Bu hastalığın da
YUTMA GÜÇLÜĞÜ
Başka hastalık verileriyle birlikte görüldüğünde tanı sorunu yaratmayan bir belirtidir. Yutma güçlüğü, tıpta odinofaji adı verilen ağrılı yutma ile de aynı şey değildir, ama bu iki belirti bir iltihap
Telif hakkı © 2024 | MH Themes tarafından WordPress teması