Tıp makaleleri
Solunum hareketleri, biri bilinçli, diğeri otomatik (bilinçsiz) olmak üzere iki ayrı uyarı ve denetim zincirine bağlı olarak ortaya çıkar. Örneğin bir süre nefesimizi tutabilir veya hızlandırabiliriz. Ancak bilinç, solunumu belli sınırlar arasında
Oksijen, önce bu kan içinde çözündükten sonra önemli bir bölümü alyuvarlara bağlanır. Kana geçen oksijenin çok büyük bir bölümü alyuvarların yapısındaki
Akciğerlerdeki hava ile kan arasındaki gaz alışverişlerini anlayabilmek için aşağıdaki fizik yasalarını hatırlamamız gerekmektedir. Her bir gazın kendi basıncı, ki buna o gaz karışımındaki gazın parsiyel basıncı
. Ölü mesafedeki 150 ml!lik hava, kanın temizlenmesi işlemine katılmaz.
. Hava kesecikleri dışında kalan hava İletim yollarına “Ölü mesafe” denir.
ÖLÜ MESAFE: Her sakin solunum sırasında solunum sistemi içine çekilen havanın, yani gelgit havasının 500 ml.’lik
Her iki atardamar sistemi kılcal damarlara açılırlar.
AKCİĞERLERİN KAN DOLAŞIMI: Akciğerler iki değişik damar sisteminden kan alırlar. Bu kılcal damarlar da toplardamarlara açılırlar. Bunlardan ilki akciğerlere sağ kalpten
PLEVRA (AKCİĞERZARI): Her iki akciğer, “Plevra” denilen iki yapraklı bir zar ile örtülmüştür. Bu boşluğa “Plevra boşluğu” denir. Plevranın iç yaprağı, buna “Viseral plevra” denir, akciğer dokusuna ondan ayrılmayacak
Hava keseciklerinin duvarları içindeki kücal damar ağına gelen oksijenden fakir karbondioksitten zengin kan taşıdığı karbondioksiti hava keseciği içine verip, yerine kesecik içindeki oksijeni alır ve
Ansiklopedinin bu bölümünde yukarıda değindiklerimizin ilk üçüncü inceleyeceğiz. Bağ dokusunun bir öğesi olan kollagen liflerinde gelişen dejenerasyon nedeniyle aşağıda değineceğimiz kollagen hastalıkları, vücutta yaygın bir biçiminde yerleşip
Furonkl başlangıçta ağrılıdır ama kıl folikülünde “Burbilon” denilen nekrozlu, yani ölü bölümler çıkarılırsa ağrı kaybolur. Başlangıçta, ortasından kıl geçen bir kırmızı şişlik gelişir. Derideki bu şişlik, bir süre sonra püstül denilen içi cerahat dolu sarı renkli deri
. . . .
DİZİDROZİS: Daha çok gençlerde, ilkbahar ve sonbahar aylarında, sinirli – tedirgin kişilerde görülen ve el ile ayaklarda kaşıntılı veziküllerle kendim belli eden bir deri hastalığıdır.
El ve ayaklara potasyum permanganat banyoları uygulamak, kortizonlu
Sifilisin bu biçimine “Doğumsal sifilis” denir. Eğer annenin frengisi erken devrelerini yaşıyorsa, rahminde taşıdığı cenine bu hastalığı
SİKOZİS PARAZİTERİA: Trikofiton ve mikrosporium mantarlarıyla erkeklerde sakal bölgesinde gelişen, kerion selsi tipinde cerahatli lezyonlardır. Mantar ilaçlarıyla tedavi edilir.. .
.
Daha sonra mantar, saçın içine girer ve saça soluk-kül rengi bir görünüm verir.
FAVUS: Halk arasında “Kel” adıyla bilinen bu hastalığa “Trikofiton şönlayn” adlı mantar neden olmaktadır. Mantar daha sonra epidermisin derin bölgelerine işleyerek, deriyi atrofik bir duruma sokar. Bu saçlar
. Lenf damarlarının içinde valvül denilen kapakçıklar bulunur. Bu kapakçıklar lenf sıvısının belli bir yöne akmasını sağlarlar. Derinin lenf damarları arasında çok sayıda bağlantılar vardır.
.
DERİNİN LENF
Hipodermis kendi altında bulunan derin fasya ile uzanır ve onun aracılığıyla deri altındaki kaslara ve kemiklere tutunur.
. Bunun hemen altındaki ikinci tabakaya da dermiş (Korium) denir. Dıştaki tabakaya epidermis denir. Dermişin
. .
AYAK TIRNAĞI KEMİKLERİ (OSSA METATARSALİA): Sağ ve solda beşer kemik olarak bulunurlar, içten dışa doğru birinci,ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci metatars
Telif hakkı © 2024 | MH Themes tarafından WordPress teması