->
Bu sorun tomografi ile çözülebilir. Tomografide, X ışınıyla organın yalnız belirli bir kesitinin görüntüsü net olarak elde edilir; böylece, bu kesitin üstünde ya da altında yer alan dokuların tümü görüntünün dışında kain”.
İNCELEME
Tomografi çekilirken hasta hareketsiz tutulur; aynı anda karşıt yöndeki hareket eden ışın kaynağı ve fotoğraf filmi incelenen bölgeden geçen bir eksenin çevresinde döndürülür. Böylece, bu kesitteki yapılar fotoğraf plağının aynı bölgesinde “aydınlıkta” kalırken, önceki ya da sonraki kesitteki yapılar “taşıma gölgesi” görevini üstlenir.
BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ
Geleneksel radyoloji, farklı düzlem-lerdeki yapılann tek bir düzlemdeki ışınım demeti aracılığıyla görüntülenmesini sağlar. Bu yöntemle organların birbiriyle olan ilişkileri anlaşılamaz
Birbirinin karşısında bulunan röntgen tüpü ve film kaseti sürekli sarkaç hareketi yapar. Bu nedenle paralel düzlemlerde, ışının geçtiği eksende yer alan yapılar sarkaç devinimi süresince filmin aynı bölgesinde yansıtılır. Buna karşılık, üstteki ya da alttaki yapılar filmde görünmez. Tomografi ile her zaman gölgesiz ve berrak görüntüler elde etmek için tüpe ve film kasetine uyumlu ve karşıt hareketleri, örneğin basit salınım, dönme hareketleri ya da sarmal hareketleri yaptıracak teknik donanımlar gereklidir.
Tomografi tekniğiyle birlikte bilgisayarlı tomografi (BT) tekniği de geliştirilmiş, Godfrey Newbold Hounsfield bu çalışmasıyla 1979′da Nobel Tıp ya da Fizyoloji Ödülü’nü almıştır.
Bilgisayarlı tomografi, radyolojik tanı yöntemlerinde yeni bir dönemi başlatmıştır. Bu yöntemde, vücudun belirli bir kesitinden geçen X ışınlarının dokular tarafından emilimindeki farklılıklar bilgisayarla kaydedilir. Başka bir deyişle, bilgisayarlı tomografi, tomografi ile elektronik bilgi değerlendirilmesinin bileşimidir. Radyografik görüntü, vücuttaki dokulardan geçen röntgen ışınlarının dokunun yoğunluğuna bağlı olarak farklı biçimde emilmesi sonucunda elde edilir. Düz radyogramlarda yalnızca belirgin yoğunluk farkı olan, örneğin, hava içeren akciğerler ile oldukça yoğun olan kemik gibi organlar belirlenebilir. Bu organlar X ışınlarını geçirmeyen uygun maddelerin kullanılmasıyla daha yoğun hale getirilebilir.
BT’de ışın tüpünün bir seferde yaptığı 180°’lik öteleme (translasyon) ve dönme (rotasyon) hareketi ya da 360°’lik tam dönme hareketi incelenen hastanın çevresinde ince bir ışın demeti oluşturur. Işın, çıkışta, geleneksel radyolojik ya da tomografık yöntemlerde olduğu gibi röntgen filmine değil, bir yükselticiye yansır.
Işın tüpünün her yer değiştirmesinde X ışınlan yükseltici tarafından tutulur. Kesitlerin her noktasından gelen ışınlar binlerce bilgi halinde bilgisayara aktarılır. Bilgisayar, verileri düzenleyip birbiriyle karşılaştırarak bunları vücudun farklı dokularında farklı miktarda emilen X ışınlarının oluşturduğu görüntüler haline getirir. Yüz binlerce noktadan gelen veriler, doku yoğunlukları hesaplanarak görüntüye dönüştürülür. Bu noktalar, kesitleri 0,3 x 0,3 mm’den küçük olabilen, “hücre-cik”lerden oluşur ve görüntünün temelini oluşturur.
BT teknikleri hızla ve sürekli olarak gelişmektedir. Bunun sonucunda sürekli daha iyi görüntüler elde edilmekte, İnceleme zamanı kısalmaktadır.
UYGULAMALAR
Onkoloji (kanser bilimi) alanında BT, tümörün bölgesel yayılımını, örneğin, başka yapılarla, karın organları ya da isleket sistemi ile ilişkisini göstermekten başka, ışın tedavisinin kısa zamanda planlanması için gerekli bilgileri sağlar.
BT beyin dokularının incelenmesinde önem taşıyan bir yöntemdir. Bilgisayarlı tomografinin gelişmesinden önce tümör, felç, beyin kanaması, apse gibi süreçler ancak hasta için ağnlı olan pnömoensefalografi (örümceksizar altı boşlukların hava verilerek X ışınlarıyla incelenmesi) ve anjiyografî (kontrast madde verilerek damarların görüntülenmesi) benzeri yöntemlerle saptanabümekteydi. Bu yöntemlerin uygulanabilmesi için de hastanın hastaneye yatması gerekiyordu.
Günümüzde bu incelemelerin yerini büyük Ölçüde BT almıştır. Ağrısız, yan etkisi olmayan ve hastane dışında kolaylıkla uygulanabilen bir yöntem olan BT, beyin, göğüs, karın, kemik ve eklem hastalıklarında vazgeçilmez bir tam aracı olmuştur.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.