İKLİM DEĞİŞİNCE, BEYİN KANAMASI ARTIYOR

İKLİM DEĞİŞİNCE, BEYİN KANAMASI ARTIYOR
Özellikle yüksek tansiyon hastalarındaki basınç değişiklikleri ciddi tansiyon sorunlarına yol açıyor. Bahardan yaza geçerken, yazdan sonbahara geçerken bu nedenle beyin kanaması riski de artıyor. Hamit Aytar, beyin kanamalarının iklim değişimlerinde sık görülmesinin nedeninin özellikle de sabah saatlerindeki basınç değişikliklerinden kaynaklandığını belirterek, “Bu da beyin damarlarında basınç artışına ve yırtılmaya neden oluyor. BASIN BÜLTENİ 3 TEMMUZ 2012

İKLİM DEĞİŞİNCE, BEYİN KANAMASI ARTIYOR

Mevsim değişikleri, metabolizmada, uyku düzeninde, beslenmede, dolaşım sisteminde birçok değişikliklere neden olurken, beyin dolaşımı ve basıncı üzerinde de etkili olarak beyin kanamalarının da artmasına yol açabiliyor. Aile Hastanesi Bahçelievler Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr
Normalde 120-80 mmHg olması gereken tansiyon değerleri 270-140 mmHg gibi çok yüksek değerlere hızla çıkabiliyor. Damar yapısı sağlam da olsa, ani yükselen tansiyon damar duvarının bu yükü kaldıramaması ve beyin kanamasıyla sonuçlanabiliyor” diye konuşuyor.

Beyin felci yani “inme” diye isimlendirilen akut beyin hastalığının en önemli ikinci nedeni damar tıkanıklıklarına bağlı inmeden sonra oluşan beyin kanamaları. Üstelik inmenin en ölümcül nedenleri arasında ilk sırada beyin kanaması yer alıyor. Dr. Hamit Aytar, “Üstelik hipertansif beyin kanaması ile acil servise getirilen hastaların çoğunda hipertansiyon öyküsü olmadığı, daha doğrusu ölçülmüş, tespit edilmiş bir sorunları olmadığı, muhtemelen farkında olmadıkları tansiyon problemleri olduğu düşünülüyor. Daha önce tansiyonu normaldi denilen bir hasta acil serviste beyin kanaması ile takibe alındığında tansiyon değerleri son derece yüksek bulunabiliyor” diyor.

KİMLER BEYİN KANAMASINA ADAYI?

Hipertansif hastalığı olanların yüksek riskli kişiler olduğunu belirten Dr. Hamit Aytar, beyin kanaması sözkonusu olduğunda 55 yaş ve üzerinde riskin arttığını vurgulayarak, şunları söylüyor: “Beyin kanamasında erkeklerde risk kadınlara göre biraz daha yüksek. Daha önce kanama atağı geçirmiş bir kişide tekrar kanama ihtimali de yüksek oluyor. Kanama bozukluğu olan hastalar riskli adaylardır.”

Beyin kanamasının belirtileri hakkında bilgi veren Dr. Hamit Aytar, bunları şöyle sıralıyor:

– Hafif bilinç bulanıklığı, sersemlik halinden koma haline değişen bilinç bozukluğu hali

– Şiddetli baş ağrısı.

– Bulantı.

– Kusma.

– Baş dönmesi.

– Sara nöbeti atağı

– Kanamanın etkilediği beyin bölgesine bağlı olarak beyin fonksiyonlarında bozukluklar

BEYİN TOMOGRAFİSİ KANAMADA EN KIYMETLİ İNCELEME

Beyin kanaması sonucunda beynin farklı bölgeleri etkilenebiliyor. Bunun sonucunda etkilenen bölgede sorunlar ortaya çıkıyor. Bilinç bozukluğu, baş ağrısıyla birlikte beynin konuşma merkezi etkilendiyse hasta konuşamıyor, beyindeki kola, bacağa giden sinirler etkilenebiliyor. Kolda ve bacakta güç kaybı, kısmı felç olabiliyor, hasta sara nöbeti geçirebiliyor. Beyincik bölgesindeki kanamalar nöbet oluşturmuyor ancak beyindeki ciddi kanama, basınç ile oluşan hasarlı bölge sara nöbeti oluşturabiliyor. Hastanın sara nöbeti nedeniyle de gelebileceğini, kısmi bir nöbet görülebileceğini, kanamanın güç kaybı ve küçük kasılmalar şeklinde de olabileceğini söyleyen Dr. Hamit Aytar, tüm bu şikayet ve bulguların hızla tetkik edilmesi gereken belirtiler olduğunu, acil beyin tomografisi (BT) çekilmesi gerektiğini ifade ediyor. Beyin kanamasında en kıymetli inceleme beyin tomografisi olarak değerlendiriliyor. Kanamayı en iyi ve hızlı biçimde tomografi gösteriyor.

BT tetkikiyle kanama tespit edildiğinde kanama nedeni ve yeri şüphelendirir ise altta yatan bir damarsal hastalığın (anevrizma veya arteriyovenöz malformasyon (AVM) gibi) varlığını acil ortaya koymak adına anjiografi tetkiki de çok önem taşıyor. Kanama yaratan alttaki nedeni ortaya koymak adına (tümör gibi, kist gibi) ikinci planda yapılabiliyor.

BEYİN NEDEN KANIYOR?

Beyin kanamalarının birçok nedeni bulunuyor. Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Hamit Aytar, kanamaların en sık nedenlerini şöyle sıralıyor:

– Hipertansiyon.

– Diyabet.

– Kan sulandırıcı ilaçlar aspirin, heparin, kumarin (beyin kanaması riski bu ilaçları kullananlarda normal bir kişiye göre daha yüksek).

– Kokain, amfetamin gibi uyarıcı maddeler.

– Yüksek miktarda alkol alımı.

– Doğum kontrol hapları (Oral kontraseptifler).

– Lösemiler.

– Damar yapısında bozukluk oluşturan bağ doku hastalıkları.

– Beyin damarlarının doğuştan ve sonradan kazanılan bozuklukları, baloncuklar (Anevrizmalar) ve AVM (arteriyovenöz malformasyon) gibi sorunlar kanamayı kolaylaştırıyor.

– Beyindeki kistler ve tümörler: Tümör dokusunun içine de kanama olabiliyor. Damar duvarını yıpratıyor, içine ve etrafına kanama riski yaratıyor. Beyindeki kistlerin de kanama riski bulunuyor; yıllardır sessiz kalan iyi huylu bir kist içine kanamayla ağır bir sorun haline dönüşebiliyor.

TEDAVİSİ NASIL YAPILIYOR?

Beyin kanamalarının tedavisi konusunun hala tartışmalı olduğunu, birçok merkezin kanamaları ameliyat edip etmemek arasında tereddüt ettiğine değinen Dr. Hamit Aytar, şunları söylüyor:

• Eğer beyin kanamasına yol açan nedenlerin arasında altta yatan neden, tümör, kist, anevrizma, avm ise, bunu ortadan kaldırmak adına cerrahi tedavi gerekiyor. Bu konuda ameliyat ilk seçenek olarak düşünülüyor.

• Beyin kanaması eğer beynin hassas yapılarında, derinde yerleştiyse, pıhtı boyutu 10ml’nin altında ise ameliyat yerine takip tercih edilebilir.

• 10-30 ml arası pıhtı hacmi, yüzeyel yerleşim, beyinde belirgin ödem, bası etkisi hatta orta hattan karşı beyin yarısına şift diye nitelendirilen taşmaya yol açması halinde mutlaka cerrahi tedavi şansı verilmesi, pıhtının ameliyatla tamamen temizlenmesi ve alttaki kanamanın da kontrol altına alınması amaçlı cerrahi tedavi öneriliyor.

• 30 ml üzeri, büyük pıhtı varlığında hastalar zaten ağır bir hasara bağlı kötü kondisyonda oluyorlar. Nörolojik muayeneleri de çok ağır tabloyu ortaya koyuyor ve bu hastalara cerrahi yükü yüklemek genel durumlarını daha kötüye götürüyor ve ek fayda da sağlamıyor. Bu nedenle ağır kanama varsa, hastanın muayenesinde kötü sonuçlar elde edildiyse cerrahi tedavinin anlamı olmuyor.

Bu hastaların ameliyat olsun ya da olmasın mutlaka yoğun bakım ünitelerinde çok yakın takibi gerekiyor. Hipertansiyonla mücadele, vücuda yeterli oksijen desteğinin sağlanması, beyinde basıncı ödemi azaltıcı ilaç destek tedavisi, organların fonksiyonlarının desteklenmesi gibi tedaviler verilerek takibi yapılmalıdır

 

admin hakkında 18864 makale
Öylesine bir hasdta

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.