ERKEKLİK HORMONLARI 2 Faydaları

ERKEKLİK HORMONLARI 2 Faydaları

ERKEKLİK HORMONLARI
İKİNCİL CİNSİYET
ÖZELLİKLERİ
İnsanların olduğu gibi hayvanların da ikincil cinsiyet özelliklerinin gelişimi androjenlere bağlıdır: Örneğin horozun ibiği, aslanın yelesi, geyiğin boynuzlan ve bazı hayvan türlerinde koku üretimi androjenlere bağlı olarak gelişir. Cinsel bölgede­ki kılların erkeğe özgü gelişimi, göğüs, kol ve bacaklardaki kılların belirginleş­mesi, sakal ve bıyığın çıkması, hep and-rojen hormonların denetimi altmda ger­çekleşir. Androjenlerin etkisiyle kas kütlesi artar, iskelet sistemi gelişir. Erkek­te androjenler vücut kıllarının gelişmesi­ni ve dağılımım etkiler. Öteki bölgelerdeki etkilerinin tersine androjenler, baş üzerindeki kılla­rın dökülmesinde rol oynayarak kelliğe yol açarlar.
Gırtlak ve ses tellerinin yapısındaki değişimler sonucu ergenlik çağma giril­diğinde erkeğe özgü kalın ses tonu olu­şur
Bunun so­nucunda omuzlan geniş, kalçaları göre­ce dar tipik erkek vücut yapısı ortaya çı­kar. Erkeklik hormonları vücudun yağ dokusunu da etkiler. Böylece erkeklerde yağ dokusu incelir ve yağ depoları ka­dınlardaki gibi tüm vücuda eşit dağılma-yıp genellikle gövde ve karında yoğun­laşır. Androjenler yağ ve ter bezlerini uyararak salgılarının artmasına yol açar. Bu da yağlı bir cilt yapısıyla, özellikle de ergenlik çağında ortaya çıkan sivilce­lerle kendim gösterir. Son olarak andro­jenler cinsel güdüleri ve erkeksi davra­nışları etkiler. Davranış üzerinde etkileri genellikle saldırganlık yönündedir.
ANDROJEN 4 HORMONLARIN METABOLİZMADAKİ
ETKİLERİ
Androjenler vücuttaki üç temel metabo­lizma olayım da, yani protein, yağ ve karbonhidrat metabolizmasını etkiler. Bu etki özellikle protein metabolizma­sında kendim gösterir: Androjenler yeni protein sentezini artırırlar, başka bir de­yişle güçlü anabolizarr (vücutta yeni bir maddeyi sentezleyen) maddelerdir. Böy­lelikle kas kütlesi artar ve kemiğe kalsi­yum çökmesinin yanı sıra, destek doku­su proteinleri arttığından kemik yapısı sağlamlaşır. Androjenler, protein sentezi için gerekli aminoasitlerin hücre içine girmesini kolaylaştırarak protein sente­zini sağlar. Ama bu aminoasit girişini başlatan asıl olay tam bilinmemektedir.
Androjenlerin yağ metabolizması üzerindeki etkileri ise tersine yıkım yö­nündedir. Bu nedenle kadınların tersine erkeklerde yağ deposu çok küçüktür. Kadınların tipik vücut biçimi, yağ depo­larının geniş, kemik ve kas dokularının az olmasından kaynaklanır. Çeşitli ne­denlerle kısrrlaştınlan erkek hayvanların şişmanlamasının nedenlerinden biri de androjen eksikliğinin yağ depolarında artışa neden olmasıdır.
Androjenlerin glikoz, yani şeker me­tabolizması üzerindeki etkileri tam bilin­memektedir. En önemli işlevlerinden bi­ri, spermatozoitlerin fruktoz adlı glikoz türevini en verimli biçimde kullanmala­rını sağlamaktır. Fruktoz, cinsel birleş­mede spermatozoitlerin dölyoluna gir­dikten sonra yumurtayı dölleyecefcleri Fallop tüplerine kadar olan uzun yolda gereken büyük miktarda enerjiyi sağlar.
HORMON
DÜZEYLERİNİN m SAPTANMASI ıad
Dolaşımda bulunan başlıca androjen hormon testosterondur. Çevrel dokular­da bir bölümü dehidrotestosterona ve ekstradiole dönüşür. Bu maddeler de ak­tif hormonlardır.
Plazmada bulunan testosteron ve bundan üretilen öteki etkin hormonlar karaciğerde etkisiz hale getirilip idrar yo­luyla atılır. Günlük testosteron üretimi­nin yaklaşık yansı idrarla 17-ketosteroit biçiminde, kalan bölümü ise diol, triol ve çeşitli bileşikler biçiminde atılır.
Ama idrardaki 17-ketosteroit mikta­rının Ölçülmesi testisin çalışmasına iliş­kin doğru bilgi vermez. Sağlıklı bir er­kekte bir günde idrarla atılan 17-ketosteroit miktarının ancak yüzde 4O’ı testis kaynaklıdır. Bu nedenle testis iş­levlerini değerlendirmek için kanda rad-yoimmünoassay yöntemiyle testosteron, dehidrotestosteron, lutein yapıcı hormon (LH) ve folikül uyarıcı hormon (FSH) düzeyleri saptanır. 24 saatlik idrardaki 17-ketosteroit miktarının ölçümü böbre­küstü bezlerine ilişkin bir bozukluk dü­şünülüyorsa yararlıdır.
Hormon düzeylerinin saptanmasın­dan başka, ikincil cinsiyet Özelliklerinin gelişme derecesi, derideki yağ üretimi ve ersuyunun kimyasal ve yapısal özellikle­ri de testis işlevlerine ilişkin bilgi verir.
İNCELEME NASIL YAPILIR?
17-ketosteroit miktarı 24 saatlik idrar­da ölçülür. Bu amaçla sabah kalkınca çıkartılan ilk idrar atılıp ondan sonraki tüm idrarlar 24 saat boyunca bir kapta toplanır. Ertesi sabahın ilk idran da bu­na eklenerek laboratuvara gönderilir. Bu incelemenin 2-3 gün sonra aynı ko­şullar altında yinelenmesi salık veril­mektedir.
• Normal değerler – Genç bir erişki­nin (20-30 yaş) idranndaki 17-ketosteroit miktarı, erkekler için 9-17 (ortalama 10-15) mg/24 saat, kadınlar için de 4,3-11,5 (ortalama 7-10) mg/24 saat arasında değişir. Çocuklarda ise 6 yaşa değin genellikle 1 mg/24 saatin altında değerler elde edilir. Bu yaştan sonra miktarı yükselmeye başlayan hormon, özellikle ergenlikte hızla arta­rak 25 yaş dolayında en üst düzeye ula­şır. Erkeklerde 30 yaşından sonra yavaş yavaş düşmeye, kadınlarda ise meno­pozda bir “plato” çizmeye başlar. Alt­mış yaş dolayındaki erkeklerde 6-12,4 mg/24 saat, kadınlarda 3-7,6 mg/24 saat arası değerler; 80 yaş dolayındaki er­keklerde 3,7-5,8 mg/24 saat, kadınlarda ise 3,1-4,5 mg/24 saat arası değerler saptanır.
• Anormal değerler – 17-ketosteroit miktarı Özellikle aşağıdaki durumlarda artar: Böbreküstü bezi kanserine bağlı Cushing sendromu (bu durumda çok be­lirginleşir), çift taraflı böbreküstü bezi büyümesi (artış belirgin değildir, hatta bazı olgularda hiç görülmeyebilir), ad-renogenital sendrom, Leydig hücreli erbezi tümörleri (erken yaşlarda salgıla­nan aşın miktarda testosteron ergenliğin zamanından önce başlamasına yol açar), Morris sendromu (erbezlerinden salgılanan kadınlaşnncı hormonla erkek çocukta kadınlık özellikleri, yani yalan­cı hermafroditizm oluşur), Stein-Leventhal ya da polikistik yumurtalık sendromu (yumurtlama olmaz; bunun yerine her yumurtlama döneminde yu­murtalık içinde oluşan küçük kistlerin birikmesiyle bir süre sonra organ büyü­meye başlar) ve androjen hormon salgı­layan yumurtalık tümörleri.
17-ketosteroit miktarının azaldığı durumlar ise şunlardır: Böbreküstü bezi yetmezliğiyle seyreden Addison hastalı­ğı, böbreküstü bezinde iyi huylu tümör gelişimine bağlı Cushing sendromu ve önükoidizm (hadımsılık).
TESTOSTERON
Testosteron düzeyleri hem kanda, hem de 24 saatlik idrarda saptanabilir. Doğru sonuç almak için ölçüm 15-20 dakika aralıklarla alınan üç kan örneğinin karı­şımında yapılmalıdır.
Androjen hormonu salgılanmasında-ki bozukluklann erbezlerindeki bir has­talığa mı, yoksa hipotalamohipofizer sistem bozukluğuna mı bağlı olduğunu anlamak için testosteronun yanı sıra go-nadotropin hormon (LH ve FSH) dü­zeylerinin de saptanması gerekir. Bun­dan başka hipofizi etkileyen hormon­larla (koryonik gonadotropin ve lutein yapıcı hormon serbestleştirici hormon ([LHRH]) yapılan uyanya alman tes­tosteron yanıtının değerlendirilmesi de bozukluğun yerini saptamak açısından yararlıdır.
Kandaki normal testosteron düveyi erkeklerde 300-1.000 ng/100 mi plaz­ma, kadınlarda 20-100 ng/100 mi (ng: nanogram [bir gramın milyarda biri]) plazmadır. Yirmi dört saatlik idrardaki testosteron miktan ise erkeklerde 50-150 mg, kadınlarda 2-30 mg’dir. Çocuk­luk çağında hormon düzeyi erkeklerde istatiksel olarak daha yüksektir ve 2-25 ng/100 mi plazma dolayındadır. Yeni-doğanlarda ise çok daha yüksek düzey­ler saptanır. Âdet çevrimi boyunca ka­dınlardaki değerlerde artış gözlenir.
Yaşlılık döneminde ise testosteron değerleri oldukça düşmüştür.

admin hakkında 18864 makale
Öylesine bir hasdta

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.