Neden tiksiniriz

Neden tiksiniriz
Tiksinme, insanları hastalık ve parazitlerden koruyor ve insan ilişkilerinin neredeyse her aşamasını etkiliyor.

Bir zamanlar bilim insanları tarafından göz ardı edilen bir duygu olan tiksinme, son dönemlerde altın çağını yaşıyor. Bilim insanları tiksinmenin evrimini ve yiyecekler, cinsellik ve diğer kişilere karşı davranışımızı belirlemedeki rolünü araştırıyor. İşte tiksinmenin evrimsel rolü ve neden tiksiniyoruz.
Araştırmacılar tiksinmenin mide bulantısından fazlasına yol açtığını keşfetti

Pennsylvania Üniversitesi’nden Profesör Paul Rozin, 1980′lerde birkaç meslektaşıyla birl ikte tiksinme duygusunu araştırmaya başladı. “Tiksinme, hep dışlanan duyguydu. Şimdiyse popüler oldu” diyor. Ocak ayında Almanya’da tiksinme üzerine bir konferansta konuşan ve kendini “tiksinti uzmanı” olarak tanımlayan Londra Hijyen ve Tropik Hastalıklar Fakültesi’nden Valerie Curtis, en sevdiği duygu olan tiksinmenin, “olağanüstü bir önem” taşıdığını söylüyor.
” Tiksinme günlük yaşantımızın bir parçası. Hijyen alışkanlıklarımızı belirliyor. İnsanlara ne kadar yaklaşabileceğimizi belirliyor.
Kimi öpeceğimizi, kiminle cinsel ilişkiye gireceğimizi, kimin yanına oturacağımızı belirliyor. Uzak duracağımız insanları belirliyor ki bunu çok sık yapıyoruz” diyor. Tiksinme duygusunu küçük yaşlardan itibaren hissettiğimizi söylüyor. “Anaokulundaki çocuklar, birbirlerini ‘bitli’ olmakla suçlar. Bu çok işe yarar. İnsanlar birilerinin kendilerinden tiksindiğini hissettiklerinde utanır” diyor. Bazı araştırmalar muhafazakâr siyasetçilerin tiksinmeye liberallerden daha eğilimli olduğunu söylüyor.
Ve insanlar iğrendikleri şeyleri genelde daha ahlaksızca buluyor. Tiksinme duygusunu makul bir şekilde ortaya çıkarmak, öfke veya korkudan daha kolay. Kişiye hakaret etmek veya hayatını tehdit etmek gerekmiyor. Kötü bir koku yeterli. Tiksinmenin beyinde gerçekleştiği noktayı belirlemek oldukça kolay. Tiksinme genelde insula, amigdala ya da diğer bölgelerde gerçekleşiyor. Yapı lan araştırmaların ayrıca kompülsif kişilik bozukluğuna dair ipuçları sunmak gibi somut faydaları olabilir . Sürekli el yıkama gibi aşırı dürtüler , tiksinmenin kontrolden çıkmış hali olabilir.
Bazı araştırmacılar el yıkamayı teşvik etmek ve kamu sağlığını geliştirmek amacıyla, insanlarda kire ve mikroplara karşı daha fazla tiksinti uyandırmaya çalışıyor. Curtis, “insanları tiksindirmenin gücü”nü gözlemlemek için Afrika, Hindistan ve İngiltere’de bu tür girişimlere dâhil oldu. İngiltere’de insanları tuvaletten çıkmadan önce ellerini yıkamaya teşvik etmeyi amaçlayan, “Tuvaleti yanınızda taşımayın” sloganı etkili oldu. Tiksinme duygusu geçmişte de tamamen göz ardı edilmiş değildi.
Charles Darwin, konuya, “İnsanlar ve Hayvanlarda Duyguların Dışavurumu” adlı kitabında değindi. Darwin yüzdeki tiksinme ifadesini, “kişinin ağzından tadı iğrenç olan bir cismi çıkarması”na benzetmiştir. Bebeklerine limon yalatan ve tepkilerini videoya kaydeden ebeveynlerden anlaşılacağı üzere, insanoğlu anlaşılması güç bir yaratık. Limon yaladıktan sonra bebekte oluşan yüz ifadesi, tam olarak yetişkinlerdeki tiksinme ifadesini yansıtmaz. Tiksinme duygusunun kısmen de olsa insanların ağzına kötü şeyler koymasını engellemek için geliştiği kabul edilir.
Rozin ve meslektaşlarına göre tiksinme daha sonra daha detaylı kültürel bir evrim geçirdi. Tiksinmenin bir gelişimi, insanların hayvanlarla ortak olan özelliklerini beğenmememizi sağlıyor. Seks, dışkı ve kötü gıdalar insanlara, hayvansı taraf larını hatırlatıyor. Tiksinmeyle ilgili en yeni tanımlardan biri, Ocak ayında Almanya’nın Bielefeld şehrinde düzenlenen Tiksinmenin Evrimi isimli bir konferansta ve Philosophical Transactions of the Royal Society B dergisinin “Hastalıktan Kaçınma: Hayvanlardan Kültüre” isimli Aralık özel sayısında ele alındı.
Dergiye katkıda bulunan Curtis, pireler de dâhil hayvanlara duyulan tiksinmenin kökeninde, türlü şekillerde hastalık bulaştırdıklarına dâhil korkunun yattığını söylüyor. “Bir başka değişle, tiksinme sadece ağızla alınan şeylere karşı değil” diyor. Araştırmacılar, Kuzey Amerikalılar arasında tiksinmenin dokuz farklı kategorisi olduğunu belirledi. Curtis yedi k ategori o lduğunu ö ne s ürdü. Amsterdam’daki VU Üniversitesi’nden Joshua Tybur, hastalıktan kaçınma, eş seçimi ve ahlaki sağduyu gibi birbirinden farklı üç psikolojik kategori sıraladı. “Bir tiksinme türüne karşı hassas olan kişinin diğerlerine karşı hassas olması gerekmiyor” diyor.
Tybur’un araştırmaları, muhafazakârların liberallere göre cinsel konulardan daha fazla tiksindiğini, ancak hastalıktan kaçınma ve ahlaki yargılar konusunda iki tarafında benzer olduğunu gösteriyor. Araşt ı rmacı lar t iksinmenin mekanizmaları ve evrimsel değeriyle ilgili detayları da ortaya çıkarmaya çalışıyor. California Üniversitesi’nden Antropolog Daniel Fessler, hamile kadınları inceledi ve progesteron seviyeleri arttıkça tiksinmeye karşı hassasiyetlerinin de arttığını gözlemledi. Bu durum, fetüs gelişiminin en şiddetli etkilerini gösterdiği hamileliğin ilk üç ayında geçerliydi.
Araştırmacılar hamile olmayan kadınlarda da, progesteron seviyesinin artmasıyla beraber tiksinme duygusunun şiddetlendiğini ortaya çıkardı. Curtis, tiksinmenin davranışları etkileme gücünden de faydalanılması gerektiğini söylüyor. O ve Hindistan merkezli bir halka ilişkiler ajansı, küçük köylerdeki anneleri tiksinme yoluyla el yıkamaya teşvik edecek ve ishal ve diğer hastalıklar yüzünden yaşamını yitiren çok sayıda çocuğun hayatını kurtaracak bir kampanya başlattı. Bu kampanyaların birinde, çamur ve kurtlardan şeker yapan bir adam ishali olduğu için tuvalete koşuyor.
Ellerini hiç yıkamıyor ve d ış görünümü genel itibariyle mide bulandırıcı. Diğer tarafta ise temizlik hastası bir “süper anne” var. Sürekli ellerini yıkıyor ve çocukları hastalanmıyor. Curtis’e göre tiksinme duygusunu araştırmak, bizi tiksindiren şeylerden bahsetmenin ne kadar önemli olduğunu anlamamıza yol açıyor çünkü bunlar genelde halk sağlığını tehdit ediyor. Dışkının en büyük tehlike olduğunu ve bu kelimeyi kullanmaktan çekinilmemesi gerektiğini söylüyor. “Hangisi daha kötü?” diye soruyor. “Bundan bahsetmek mi yoksa çocukların ölmesine izin vermek mi?”
THE NEW YORK TIMES

admin hakkında 18864 makale
Öylesine bir hasdta

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.