Yaratıcılığın temelinde yalnızlık yatıyor

Yaratıcılığın temelinde yalnızlık yatıyor

Yaratıcılığın sırrı çözüldü. Boehner ile ilişkilerinin kötü olduğu iddialarına cevap verdi.
“Aslında Kongre ile ilişkilerde önemli olan kişisel bağlar değil.
Geçenlerde Time dergisine konuşan Başkan Obama, soğuk ve mesafeli tarzı ve Temsilciler Meclisi Başkanı John A. Çözüm yalnız kalıp kendi kendine düşünmek
Bana sorarsanız, bu tür eleştirilerin temelinde benim Washington’daki partilerin çoğuna gitmemem yatıyor. Bu yüzden Washington basını belki de onlarla çok da zaman geçirmediğimi düşünüp benim soğuk ve ilgisiz olduğum sonucuna varıyor” dedi. Belki de bu çok daha verimli çalıştığı anlamına geliyor. Araştırmalara göre insanlar tek başlarına zaman geçirince çok daha yaratıcı ve verimli oluyor.
İnternette dolaşan açık ofis, sosyal medya ve grup çalışmalarını destekleyen makalelere rağmen inovasyon, başarı ve kavramanın temelinde yalnız kalmak yatıyor olabilir. “Sessizlik: Susmayı Beceremeyen Bir Dünyada İçe Kapanıkların Gücü” adlı kitabın yazarı Susan Cain, “Kültürel olarak karizmadan o kadar etkileniyoruz ki, yaratıcılık sürecinin sessiz olması gereken kısmını unutuyoruz” diyor. Cain, büyük bir bulmacanın ayrı bölümlerini çözen insanların oluşturduğu bir grupta olmanın verimli olabileceğini söylüyor. Ancak bitmeyen toplantılar veya video konferanslarıyla zamanınızı harcadığınız bir ofiste çalışma arkadaşlarınızın ses ve bakışlarıyla dikkatinizin dağılmasının da mümkün olduğunu söylüyor. Cain, “Araştırmalara göre açık ofisler çalışanları daha sinirli, güvensiz ve dikkatsiz yapıyor” diyor.
Ayrıca bu tür çalışanların yüksek tansiyon, stres, nezle ve yorgunluktan muzdarip olma ve hata yapma riski artıyor. Ancak yine de insanlar ortak alanlarda sürekli bir araya gelip fikir alışverişinde bulunuyor. Bu tür beraberliklerin yaratıcılığı ve verimliliği artırdığı düşünülüyor. Geçen ay The New Yorker’a yazan Jonah Lehrer, “İster beğenin, ister beğenmeyin. Yaratıcılık büyük oranda bir grup süreci oldu” dedi.
Ancak Texaslı araştırmacılar Nicholas Kohn ve Steven Smith’in geçenlerde yayınladığı bir çalışmaya göre, fikir alışverişinde bulunmak verimsiz bir süreç. Peki, buradaki problem ne?
Özetle: Diğer insanlar. Bir grupta kişiler ya tek bir fikre odaklanıp alternatiflerle ilgilenmiyor ya da tembellik yapıp diğer insanların tüm işi yapmasını bekliyor. Ve sonuç olarak araştırmacıların “işbirlikçi saplantı” adını verdiği bir süreç, grup üyelerinin birbirlerinin fikirlerini kopyalamasına yol açıyor. Peki tüm üyelerin tek bir fikre odaklanmasını nasıl önleyebiliriz? Çözüm yalnız kalıp kendi kendine düşünmek.
New Yorklu bir pazarlama uzmanı olan Mark Trippetti, geçenlerde Colorado’da ücra bir dağ merkezine girip bir ay boyunca dizüstü bilgisayarını ve iPhone’nunu kullanmadı. Bu süre boyunca yaptıkları meditasyon ve mantra söylemekten ibaretti. Tripetti, “Buradaki ana fikir, kendinize yakından bir bakıp gerçekten nasıl bir insan olduğunuzu anlamak” diyor.
Tibet Budizm’inde “lerung” adı verilen bu inzivaya çekilme tekniği, son zamanlarda son derece popüler. Meditasyon ve inziva merkezleri, geceliği 25 ila 35 dolara yorgun profesyonellere nefes alma şansı sunuyor. Connecticut’ta bir bankada çalışan Tai Pimputkar, Vermont’taki Karme Choling Shambhala Meditasyon Merkezi’nde tek başına 8 gün kaldı. Pimputkar, “Kendin için neyin sağlıklı olduğunu ve hayatından neyi çıkarıp neyi saklayacağını anlıyorsun” diyor.
THE NEW YORK TIMES

admin hakkında 18864 makale
Öylesine bir hasdta

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.